STOCKHOLM, 29 Temmuz (Xinhua) -- İsveç'in başkenti Stockholm'deki Malaren Gölü'nün kıyısında yer alan İsveç Başbakanlık Ofisi'nin bulunduğu tarihi Rosenbad binası, bu hafta tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği Çin-ABD ticaret görüşmelerinin üçüncü turuna ev sahipliği yapıyor.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'ın ofisinde düzenlenen Çin-ABD ticaret görüşmelerinin ilk turu mayısta Cenevre'de, ikinci turuysa haziranda Londra'da gerçekleştirilmişti. Taraflar bu görüşmelerle iki ülke arasındaki gerilimlerin hafifletilmesi ve küresel ekonomiyi zora sokan gümrük vergisi anlaşmazlıklarının azaltılmasını hedefliyor.
Basın mensupları pazartesi günü sabah erken saatlerde binanın önünde toplanmaya başladı. Saat 14.00 civarında heyetlerin binaya gelmeye başlamasıyla tüm dünyadan 60'tan fazla basın mensubu yerini almış durumdaydı. Reuters muhabiri, toplantıdan "gümrük vergilerinin daha da ertelenmesi ya da vergilerin azaltılmasına yönelik bir formül bulunması gibi somut bir sonuç" çıkması beklentisini dile getirdi.
Sosyal medya platformu X üzerinden paylaştığı mesajında toplantıya ev sahipliği yapacak olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, "İsveç topraklarında ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti temsilcileriyle bir araya gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. İsveç'e hoş geldiniz" ifadelerini kullandı.
Çin ve ABD, mayıs ayından bu yana liderlerinin vardığı mutabakatı hayata geçirmek için çalışıyor. Bu süreçte özellikle aşırı gümrük vergi oranlarının düşürülmesi ve dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerginliğin azaltılmasına yönelik ortak hedef öne çıkıyor.
Heyetler, iki taraf arasında varılan 90 günlük tarife uzlaşmasının sona ereceği tarihe günler kala, üç ay içinde gerçekleştirilen üçüncü görüşme için İsveç'te bir kez daha bir araya geldi. 90 günlük anlaşmanın sona ereceği 12 Ağustos tarihinin yaklaşıyor olması diyaloğun aciliyetini artırırken, iki ülkenin de farklılıkları cepheleşmeden ziyade müzakere yoluyla çözme konusundaki kararlılığını ön plana çıkarıyor.
Stockholm toplantısını "olumlu bir gelişme" diye nitelendirerek, görüşmenin etkilerinin ikili ticaretin çok daha ötesine geçeceğini vurgulayan Kristersson, "Bu görüşmelerin küresel ticaret ve dünya ekonomisi üzerine önemli etkileri bulunuyor" dedi.
Analistler, anlamlı bir ilerleme için her iki tarafın da orta yolda buluşup üst düzey uzlaşıyı, Çin-ABD ticari ilişkilerine olan güveni yeniden tesis edecek uygulanabilir politikalara dönüştürmesi gerektiği konusunda hemfikir.
Müzakereler "derinleştikçe" konuların da daha karmaşık hale geldiğini belirten gözlemcilere göre bu aşamada samimi görüş alışverişine, karşılıklı anlayışa ve yapıcı diyalog yoluyla farklılıkları azaltma isteğine olan ihtiyaç öne çıkıyor.
Gözlemcilere göre geçmiş, Çin-ABD ticari ilişkilerinin istikrarının hem her iki ülkenin çıkarlarına hizmet ettiğini, hem de tüm dünyaya fayda sağladığını gözler önüne seriyor.■