SHANGHAİ, 13 Ekim (Xinhua) -- Yeni Kalkınma Bankası Başkanı Dilma Rousseff, Çin'in başkenti Beijing'de düzenlenen Küresel Kadın Zirvesi'nin 'sadece geçmişi anmak için değil, aynı zamanda geleceğe şekil vermek için de stratejik bir fırsat' olduğunu söyledi.
Rousseff, Xinhua'ya verdiği röportajda, 'Tarihi 4. Dünya Kadın Konferansı'ndan otuz yıl sonra, yeni bir ruhla Beijing'e geri dönüyoruz. Bu zirvenin, törensel bir etkinlikten ziyade katalizör görevi gören bir an, başka bir deyişle geçmişteki taahhütleri yeniden teyit eden ve gelecek nesil için yeni ve somut öncelikler belirleyen bir an olmasını umuyorum' dedi.
'İlkelerden güce, vaatlerden politikalara' geçilmesi çağrısında bulunan Rousseff, 'Kadınların yaşamlarını kısıtlamayı sürdüren engelleri ortadan kaldırmanın ve kadınları yararlanıcılar olarak değil, dönüşümün aktörleri olarak gören sistemler yaratmanın zamanı gelmiştir' ifadelerini kullandı.
Rousseff, 'Birçok krizle karşı karşıya olan dünyada kadınlar çözülmesi gereken bir sorun değil, benimsenmesi gereken bir çözümdür. Küresel Kadın Zirvesi de sadece bildirilerinde değil, ilham verdiği eylemlerde de bu gerçeği vurgulamalıdır. Tarih bir kez daha bizi çağırıyor. Biz de cesaret, netlik ve kolektif iradeyle bu çağrıya yanıt vermeliyiz' diye konuştu.
1995 yılında Beijing'de düzenlenen 4. Dünya Kadın Konferansı'nı 'cinsiyet eşitliğine yönelik kolektif mücadelede bir dönüm noktası' diye nitelendiren Rousseff, bu konferansın, 'kadın haklarına yönelik eşi görülmemiş bir küresel taahhüt' olan Beijing Deklarasyonu ve Eylem Platformu'nun kabul edilmesiyle sonuçlandığını hatırlattı.
Rousseff, 'Küresel tartışmaların yönünü değiştiren bu konferans, yoksulluk, eğitim, sağlık, şiddet, siyasi katılım ve çevre gibi 12 kritik alanda kapsamlı bir eylem çerçevesi sundu. Bu konferansın mirası 30 yıl sonra hem güncelliğini hem de vazgeçilmezliğini korumaya devam ediyor. Bu platform sadece tarihi bir belge değil, aynı zamanda yaşayan bir yol haritasıdır' dedi.
Süregelen zorluklara rağmen kadınların değişimi beklemediğini, aksine değişime öncülük ettiğini vurgulayan Rousseff, 'Adil, sürdürülebilir ve barışçıl bir geleceğin inşasında kadınların güçlendirilmesi temel öneme sahiptir. Beijing ruhu bizi anmaya değil, cinsiyet eşitliğinin gerektirdiği aciliyetle harekete geçmeye çağırıyor' diye ekledi.■
