İSTANBUL, Aralık 10 (Xinhua) -- İstanbul'un asırlık hamamlarında yükselen buhar son yıllarda Çinli turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Geleneksel Türk hamamı ritüelleri, Çinli ziyaretçiler için sadece bir temizlik mekanı değil, aynı zamanda da kentin kültürel ve sosyal deneyimlerinde öne çıkan bir unsur haline geldi. Ligarba Turizm ve Seyahat Acentesi Genel Müdürü İrfan Karslı, Xinhua'ya yaptığı açıklamada, pandemi öncesinde Çin'den gelen talebin, bazı Çinli girişimcilere Türkiye'de bir hamam satın alıp işletmeyi bile düşündürtecek derecede arttığını söyledi. Karslı, 'Bu kadim gelenek ile Çinli ziyaretçiler arasındaki bağ bugün de güçlenerek devam ediyor' dedi. Yıllar süren kapsamlı bir restorasyonun ardından yeniden hayat bulan Zeyrek Çinili Hamam, bu yoğun ilginin yeni duraklarından biri olarak öne çıkıyor. Osmanlı mimarisinin en büyük ustalarından Mimar Sinan'ın 16. yüzyılda ünlü denizci Barbaros Hayrettin Paşa'nın talimatıyla inşa ettiği bu anıtsal yapı, 13 yıllık titiz bir çalışmanın ardından hem hamam hem de müze işleviyle Çinli turistlerin odağı haline geldi. Karslı, özellikle restorasyon sırasında ortaya çıkan orijinal İznik çinilerinin, Osmanlı süsleme geleneğinin zarifliğini yeniden görünür kıldığını ve Çinli ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandığını söyledi. Karslı, 'Çinli turistler, mermer taşların sıcaklığı, kubbelerin altında yankılanan su sesleri ve renkli çinilerin detaylarıyla adeta geçmişe yolculuk yapıyor' ifadelerini kullandı. Hamamın restorasyon projesinde görev alan müze araştırmacısı Nedim Güvenç, Xinhua'ya yaptığı açıklamada, 2010'da başlayan restorasyon sürecinde sıvaların kaldırılmasıyla altıgen ve yıldız biçimli süslemelerin gün yüzüne çıktığını söyledi. Bu süslemelerin hamama karakterini veren detaylar olduğunu belirten Güvenç, 'Hamam yüzyıllar boyunca birçok müdahale ve katmanlı restorasyondan geçmiş durumdaydı. Özellikle özel mülkiyete geçtiği dönemde niteliksiz sıva ve mermerlerle kaplanmıştı. Özgün dokuya ulaşmak için bu katmanlar kaldırıldı ve 'raspa' adı verilen titiz bir temizlik süreci yürütüldü' dedi. Güvenç, restorasyonun, çinilerin yalnızca dekoratif olmadığını, aynı zamanda ısı ve nem dengesini de düzenlediğini ortaya koyduğunu ifade etti. Hamamın su yolları, külhan bölümü ve ısıtma sistemi yeniden işler hale getirildiğini kaydeden Güvenç, müzenin üst katındaki şeffaf zeminler sayesinde ziyaretçilerin bu tarihi altyapıyı adeta dokunabilecek kadar yakın görebildiğini söyledi. Restorasyon yalnızca mimariyi değil, Osmanlı hamam kültürünün sosyal boyutlarını da yeniden canlandırdığına inanan Güvenç, 'Osmanlı toplumunda hamamlar sadece temizlik değil, aynı zamanda da sosyalleşme, ritüelleri uygulama ve dayanışma mekanlarıydı. Hamamlar, kadınların özgürce bir araya geldiği nadir alanlardan birini de temsil ediyordu. Gelin hamamı, lohusa hamamı gibi ritüeller Osmanlı kadınlarının yaşam döngüsünde önemliydi. Bu geleneği anlatıya dahil ettik' diye konuştu. Hamamın üst katındaki 'Hamam Kültürü Salonu', Osmanlı dönemine ait kişisel bakım eşyaları, metal leğenler, nalınlar ve sabun kalıplarıyla ziyaretçilere sosyal geleneği aktarıyor. Çinli turistler, burada hem mimari estetiği hem de Osmanlı kültürünü öğrenerek farklı bir kültürel deneyim yaşıyor. Tarihi hamamlara yeniden işlev kazandırılmasının, kültürel mirasın korunması açısından kritik olduğunu belirten Güvenç, 'Zeyrek Çinili Hamam sadece bir yapı değil, aynı zamanda İstanbul'un kimliğine yeni bir katman ekleyen yaşayan bir miras' ifadelerini kullandı. Yetkililer, Türkiye'yi ziyaret eden Çinli turist sayısının önümüzdeki dönemde 1 milyona ulaşmasını hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre 2024 yılında Türkiye'yi 409.700 Çinli turist ziyaret etti. Bu sayının 2025 yılı sonu itibarıyla 500.000'e ulaşması bekleniyor.■


