İZNİK, 8 Eylül (Xinhua) -- İznik'te 600 yıllık Süleyman Paşa Medresesi, rengarenk çinilerle dolu çarşısı ve atölyeleriyle Osmanlı'dan miras kalan İznik çinisinin yeniden hayat bulduğu bir merkez olarak öne çıkıyor.

Süleyman Paşa Medresesi, Osmanlı'nın ilk dönem üniversitelerinden biri olarak inşa edilmiş ve dönemin önemli alimlerini yetiştirmişti. İznik Tarihi Arşivi sorumlusu İbrahim Tektaş, medresenin Osmanlı'nın ilk açık avlulu medresesi olduğunu ve 12 odalı bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Büyük oda baş müderrisin odası, diğer 11 oda ise öğrencilerin odası olarak hizmet veriyordu.

Medrese, 2000 yılında kapsamlı bir restorasyonla aslına uygun şekilde onarıldı ve çini sanatına adanmış bir merkez olarak faaliyet göstermeye başladı. Tektaş, "Buradaki çiniler, geleneksel İznik çiniciliğinin yeniden canlanmasıyla üretiliyor. Ürünlerimizin tamamı yüzde yüz İznik çinisidir; altyapısı ve boyasıyla tamamen geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor" dedi.

İznik çiniciliği, Osmanlı döneminde önemli bir sanat olarak öne çıkmasına rağmen zamanla üretimi azaldı ve bir süre sekteye uğradı. 1986'da başlatılan yeniden canlandırma çalışmalarıyla geleneksel teknikler ve özgün motifler modern atölyelerde yeniden hayat buldu. Süleyman Paşa Medresesi'ndeki atölyelerde çinicilik, hem üretim hem de eğitim faaliyetleriyle sürdürülüyor.

Devlet sanatçısı Şafak Gül Çetinkaya, medrese içerisindeki atölyelerden birinin sahibi. Xinhua'ya boyama sürecini anlatan Çetinkaya, "Şu anda üzerinde çalıştığım tabak, pembe görünüyor, ancak fırınlandıktan sonra koyu kırmızıya dönüşecek. Kullandığımız kırmızı, demir oksitten elde edilen metal oksit boyalardan geliyor" dedi.

İznik'te sergilenen porselen eşyalar, 17 Mayıs 2024. (Fotoğraf: Li Zhenbei/Xinhua)

Atölyede kullanılan boyalar su bazlı metal oksitlerden hazırlanıyor ve fırınlandıktan sonra renkleri canlı, geleneksel tonlara dönüşüyor. Turkuaz tonları bakır ve göz taşıyla, yeşil kromoksit ile mavi tonları ise kobalt oksit ile elde ediliyor.

Eserlerin üzerindeki motifler zengin bir sembolizme sahip. Çetinkaya, "Buradaki tüm desenler klasik çini geleneğine ait. Örneğin lale Allah'ı, karanfil huzuru, hayat ağacı ise aile bağlarını temsil eder. Lalenin etrafındaki desenler 'sonsuzluk deseni' olarak bilinir. Nar deseni bereketi, zeytin ise bolluk ve refahı simgeliyor. Osmanlı'da gücü ifade eden 'çintemani' desenleri, padişah kaftanlarından savaş atlarının örtülerine kadar geniş bir kullanım alanına sahipti. Lotus çiçeği ise maneviyatı temsil ediyor; kırmızısı sevgiyi, yeşili aydınlığı, mavisi liderliği simgeliyor" diye ekledi.

Çin'de sinema sektörünün yaz sezonu gişe hasılatı 1,5 milyar doları aştı
Çin'de sinema sektörünün yaz sezonu gişe hasılatı 1,5 milyar doları aştı
İçeriği Görüntüle

İznik Belediyesi'nin kurduğu Tarihi Arşiv ise medresenin büyük odasında yer alıyor. Arşiv, şehrin belleğini yansıtan çok sayıda belge, gravür ve akademik çalışmayı barındırıyor. 1495 tarihli ilk İznik çizimi ve Haçlı Seferleri'ni betimleyen Nürnberg gravürleri öne çıkarken, İznik çiniciliğinin akademik öncülerinden Prof. Dr. Nurhan Atasoy ve Prof. Dr. Oktay Aslanapa'nın eserleri de koleksiyonda bulunuyor.

Arşiv, yalnızca araştırmacılar ve akademisyenler için zengin bir kaynak sunmakla kalmıyor, ziyaretçilere de İznik'in tarihine dokunma fırsatı veriyor. İznik'in antik dönemden Osmanlı'ya kadar uzanan tarihi belgeleri, minyatürleri ve çini örnekleri, arşivi hem eğitim hem de kültürel deneyim mekanı haline getiriyor.

Kaynak: RSS