NAİROBİ, 12 Haziran (Xinhua) -- Kenya'nın da içinde bulunduğu Doğu Afrika'yla kahve arasında kopmaz bir bağ bulunuyor. Afrika Boynuzu'nda yer alan Etiyopya ise kahvenin ana vatanı olarak genel kabul görüyor.

Çin'de Ejderha Teknesi Festivali tatilinde 119 milyon yurtiçi seyahat yapıldı
Çin'de Ejderha Teknesi Festivali tatilinde 119 milyon yurtiçi seyahat yapıldı
İçeriği Görüntüle

Tüm dünyada kahveseverlerin gözbebeği olan Kenya AA ve Etiyopya Yirgacheffe gibi özel kahve çekirdekleri de dünya pazarlarında en fazla rağbet gören ürünler arasında yer alıyor.

Öte yandan "Afrika menşeli" olmaktan çıkıp "Afrika dışına" taşan mütevazı kahve çekirdeklerinin ardında acılarla dolu bir sömürgecilik ve istismar tarihi bulunuyor.

Günümüzde Afrika için bir direnç ve özgüven simgesi haline dönüşen bu büyülü çekirdek, Küresel Güney'den yükselen yeni bir dalgaya tanıklık ediyor.

Uganda'nın doğusundaki Sironko bölgesine bağlı Budadiri kasabası yakınlarındaki bir çiftlikte kahve meyvelerini güneşte kurutmak için branda üzerine seren kadınlar, 6 Haziran 2024. (Fotoğraf: Ronald Ssekandi/Xinhua)

KAHVE MEYVESİ

19. yüzyılın sonlarında kar amacıyla hareket eden Batılı sömürgeci güçler, Doğu Afrika'daki yerli toplulukların topraklarını zorla ellerinden alarak kahve gibi ihracat ürünlerine yönelik büyük çiftlikler kurdu.

Kenya'yı kahveyle 1893 yılında Nairobi yakınlarındaki Reunion Adası'ndan getirdikleri Bourbon türüne ait tohumları eken Fransız misyonerler tanıştırdı. İki yıl sonra 1895'te İngiltere hükümeti bölgede İngiliz Doğu Afrika Protektorası ilan etti ve bölge 1920'de doğrudan İngiltere sömürge yönetimine bağlı Kenya Sömürgesi haline geldi.

İhracat ürünlerindeki karın farkına varan İngiliz sömürge yönetimi, kahve yetiştiriciliğine öncelik verdi. Ülkenin orta kesimlerinde yer alan ve verimli volkanik topraklara, 1.500 ile 2.100 metre arasında değişen rakıma ve ılıman iklime sahip yaylalar Arabica kahvesi yetiştirmek için ideal şartlara sahipti. Sömürge yönetiminin bu toprakların kahve yetiştirmek için uygun olduğunu tespit etmesiyle Kenya'da kahve yetiştiriciliği hızlı şekilde ticari nitelik kazandı.

Toprak, sömürgecilerin yağmalamak istedikleri en önemli varlıktı. 1902 yılında İngiliz sömürge yönetimi, Kraliyet Toprakları Yasası'nı çıkararak Doğu Afrika Protektorası'ndaki tüm toprakları, İngiltere hükümdarının yetkisi altındaki Kraliyet Toprağı ilan etti.

Bu yasayla 4 milyon metrekareye kadar olan arazilerin yetkililerce satılmasının ya da genellikle 99 yıllığına kiralanmasının önü açıldı. Kenya'nın iç kesimlerindeki yüksek araziler başta olmak üzere en verimli bölgeler, "Beyaz Yüksek Araziler" olarak belirlenerek sadece Avrupalı yerleşimcilerin kullanımına tahsis edildi.

Kikuyu ve Kalenjin gibi yerli topluluklar, atalarına ait topraklarından zorla çıkarılarak tarıma daha az elverişli olan bölgelere yerleştirildi. Katı sömürge politikaları ve ağır vergi yükleriyle karşı karşıya kalan bölge sakinleri sadece topraklarını kaybetmekle kalmadı, aynı zamanda yerleşimcilerin çiftliklerinde ucuz işgücü olarak da kullanıldı.

Kenya'daki Enzi Müzesi'nde küratör olan Maina Kiarie; Nanyuki, Nyahururu ve Uasin Gishu bölgesi gibi "Beyaz Yüksek Bölgeler" olarak belirlenen yerlerdeki Avrupalı yerleşimci nüfusunun 1903 yılında yaklaşık 100 olduğunu, bu rakamın 1950'de 80.000'in üzerine çıktığını söylüyor.

1960 yılına gelindiğindeyse yaklaşık 2.000 Avrupalı yerleşimcinin her birinin 8 milyon metrekarenin üzerinde çiftliklere sahip olması, Avrupalı yerleşimcilerin sömürge döneminde nasıl yaygın biçimde arazi konsolidasyonu sağladığını ortaya koyuyor.

Kenya merkezli Afrika'nın Kaliteli Kahveleri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Karuga Macharia, Xinhua'ya verdiği demeçte, sömürgelerdeki kahve sektörünün temel olarak Avrupa'ya ihraç odaklı olduğunu söyledi. Avrupa'ya işlenmemiş halde ihraç edilen kahve çekirdeklerinin orada işlemden geçirilip satışa sunulduğunu kaydeden Macharia, bu süreçte yerel toplulukların, kahve kendi topraklarında yetiştirilmiş olmasına karşın en alt düzeyde ekonomik fayda elde edebildiğini ifade etti.

Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen 20. Afrika'nın Kaliteli Kahveleri Konferansı ve Sergisi ve 1. Afrika Kahve Haftası sırasında kahve yapan insanlar, 8 Şubat 2024. (Fotoğraf: Michael Tewelde/Xinhua)

BAĞIMSIZLIK VE MÜCADELE

1950'ler ve 1960'larda Afrika'da ulusal kurtuluş hareketlerinde büyük bir artış görüldü.

Kenya da 12 Aralık 1963'te İngiliz sömürge yönetiminden bağımsızlığını kazandı. Sömürgeciler ülkeyi terk ederken, ülkede kurdukları ekonomik yapılarsa varlığını korudu.

Sömürge döneminde ana ihracat ürünü olarak ortaya çıkan kahve, Kenya'nın bağımsızlık sonrası ekonomik kalkınmasında iki ucu keskin bir kılıç haline geldi.

Döviz cinsinden kazanç getiren kahve, bir yandan da gıda güvensizliğine, kırsal yoksulluğa ve tarımsal değer zincirindeki yerleşik eşitsizliklere de katkıda bulunuyordu.

Nairobi Kahve Borsası'na ev sahipliği yapan, kentin merkezindeki beyaz-yeşil yüksek katlı bina 1935'ten bu yana ayakta. Sömürge döneminden kalma bu kurum Kenya'nın kahve ihracatının yönetim merkezi olma konumunu sürdürüyor.

Avustralya'nın The Conversation adlı internet sitesinde yer alan bir yorum yazısında, "Dünyada kahvenin yüzde 80'inden fazlasını 25 milyon küçük ölçekli üretici sağlıyor. Yüzde 60'ıysa, 5 hektardan daha küçük alanlarda çalışan çiftçiler tarafından üretiliyor. Bu üreticilerin çoğu güçlükle geçiniyor" ifadeleri yer aldı.

Bu yapıyı Kenya'daki kahve üreticilerinde de görmek mümkün. Avrupa'nın lüks kafelerinde bir fincan kahve genellikle 4 ABD dolarına satılırken Kenya'da kahve emekçilerinin çoğu günde en fazla 2,3 dolar kazanabiliyor.

Tüm dünyada beğenilen ve yüksek perakende fiyatları ödenen Etiyopya kahvesinde bile nihai perakende fiyatının sadece yüzde 5-10'u ülkeye dönüyor.

Kahve sektörünün diğer Afrika ülkeleriyle benzer olduğu Uganda da sömürgecilerin geride bıraktığı ekonomik yapılarla mücadele etmek zorunda.

Öte yandan son yıllarda Kenya hükümeti, ülkenin kahve sektörünü kilit öneme sahip çeşitli girişimlerle destekleyip reformdan geçirmek üzere çalışmalarını artırmış durumda.

Kenya Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerine göre ülkenin kahve ihracat hacmi, 2024'te yüzde 12 artarak 53.519 tona ulaştı. İhracattan elde edilen gelirler de 2023'te 251 milyon dolardan 2024'te 296 milyon dolara çıktı.

An itibarıyla Afrika'nın en büyük, dünyanınsa beşinci en büyük kahve üreticisi olan Etiyopya, yıllık olarak yaklaşık 600.000 ton kahve üretiyor.

Son yıllarda kahve sektörünü yeniden yapılandırmak üzere önemli adımlar atan ülke, değer zincirinde üst basamaklara çıkarak işlenmemiş kahve çekirdeği ihraç etmek yerine özelleştirilmiş, katma değerli kahve ürünlerine yöneldi.

Uganda da kahve sektöründeki katma değeri artırmaya yönelik eşgüdümlü çalışmalar yürütüyor.

Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni, katma değerin artırılmasının, ülkenin kahve sektörünün gelişimi açısından kritik önemde olduğunu sık sık vurguluyor.

Kenya, Etiyopya ve Afrika'nın kahve üreten diğer ülkeleri, küresel kahve sektöründeki konumlarını güçlendirmek üzere Güney-Güney işbirliğinden de yararlanıyor. Bu çerçevede fuarlar ve elektronik ticaret platformları aracılığıyla satış ağlarını geliştiren ülkeler, Mısır, Nijerya ve Çin gibi yükselen pazarları hedefliyor.

Kaynak: RSS